2020/2021 Akademik Yılı GÜZ Dönemi Açılış Mesajı

Değerli Akademisyen Arkadaşlarım,
Mezunlarımız ve Öğrencilerimiz Bu akademik açılış dönemi konuşmasını, 2020 yılı gibi, tarihinin altının çizildiği bir yılda yazmanın etkisindeyim. Bu açılış konuşmasının, yaşadığımı hissettiğim ve size de hatırlatmaya çalıştığım yaşama ve hedef duygularımdan ödün vermemesi gerektiğini, bireysel olarak değil bazen, dünya olarak belirli sınavlardan geçtiğimizi teyit etmek niyetindeyim. Değerli arkadaşlar, değil toplum olarak, zaten üzerinde sürekli durduğumuz, yaşama ve akademik faaliyette olma sebebimiz olan insanlık alemi için aslında çok değerli zamanlardan geçtiğimizin farkında olarak bu akademik döneme başlamamızın doğru olacağı kanaatindeyim. Evet, biz toplum değil, toplumlar için varız. Biz insanız ister Lenin, ister Darwin, isterse Mendel haklı olsun, biz ilahi bir adalette mevcut, Cebrail Meleğinin kutsal kanı toprağa inmeden yetiştiğine inanan bir toplumuz ve tüm toplumların her bir canının Yaradan’dan emanet olduğuna inananlarız. Dünyanın ne kadar yazık ki uzaktan eğitimi mecburen kabul ettiği bu dönem olmasaydı “uzaktan eğitimin” kalitesinin bilinçsizce sorgulandığı ama şimdilerde sorgulayanların cevapsızlığına bağlı bir trajedi-komedi acizliklerini izlememiz hangi sınavın kime puanı ve cevabıdır sanırım siz ve biz biliyoruz. İşsiz mezunu olmayan bir üniversitede üst kalite eğitim almanın gururunu belki sınav daha iyi teyit edecek. Bu tam olarak William James’in “Birçok insan düşündüğünü sanır, aslında yaptıkları sadece önyargılarını yeniden düzenlemektir” sözünü de teyit etmiyor mu? Gecelerimizi gündüzlerimize katan ve insanlık için, birey ayrımı yapmadan, “Zihinlerinizi açın, dostlarım. Bizler, hepimiz anlamadıklarımızdan korkarız” diyen Dan Brown misali durmadan yaşama sevincimize riayet ederek hayali plana projeye çeviren bizler adı sınav, 2020 ya da süresi ya da biteceği gün belli olmayan bir pandemi olsa da eğitimimizi ve mezuniyetimiz ile birikimlerimizi bu insanlığa baştan adamadık mı? “İslam'da önyargı en büyük günahlardan biridir. Önyargıyla düşünmek yerine, sevgiyle kabullenmek gerekir” diyen Azra Kohen misali, biz hep Einstein gibi “neden olmasın” demedik mi? Başarılarımız ölçüt değil midir? Yüzlerce Bakan, Dekan ve Bilim İnsanı veren üniversitemizin yeni öğrencilerine Selam olsun bu cümleler, ilerideki merhalelerdeki yeni dünyalarına… Stanislaw Jerzy Lec ‘in “Her köşenin ötesinde, yeni yönler bekliyor.” sözü uyarınca, yönümüzün doğruluğunu, eğitim aldığınız Üniversitenizin adım ve hedefleri zaten ortaya koymaktadır. “Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşılabilir. Kaç dil bildiği önemli değil. Gönül dili bilmektir insanı değerli kılan…” diyen Hz. Mevlana yıllar öncesinden şimdi ve sonrasının formülünü belirlemiştir. Dünyaya sadece yetişmiş profesyonel meslek erbabı değil, Hocaların Hocası niteliğinde akademisyen yetiştiren Üniversitemiz, değil 2020, yıllar sonrası tüm umut ve umutsuzlukların, yıllardır örneği olduğu üzere bir “yaşama sevinci” olmaya devam etmektedir. Televizyonlarda artık mezunlarımızın isimlerinin Üniversitemiz ismi ile birlikte anılmasına, yazılmasına, eskisi kadar heyecanlanmıyoruz, kalitesi eğitimimizin teyit edildi vakıf üniversitelerinden bile çok tanınan ve takdir edilen bir akademik yapı olduğumu için, adımız artık dünyada akademisyenler etiketi olduğu için. Gazetelerdeki ve internetteki haberlere eskisi kadar sevinmiyoruz, artık kaliteli eğitimimizin dünya akreditasyon kurumlarınca her geçen gün daha fazla puan verdiği için. Mezunlarımızın mevki ve makamlarını referans almıyoruz eskisi kadar, üst düzey düşünen ve makamına yakışanların üniversitemiz öğrencisi ve mezunu olduğu için. Bu zor dönemlerden geçişte öğrenci ve mezunlarımızın tüm insanlığa faydalı olması dileklerimle, Sayın Rektörlük Makamı, Mütevelli Heyeti, Akademisyen Arkadaşlarım, Mezunlarımızın ve Öğrencilerimizin yeni Akademik Dönemlerinin hayırlara vesile olmasını temenni ederim.
Sevgi ve saygılarımla.

Prof. Dr. Bilal Semih BOZDEMİR
Dekan