- Home
-
Kurumsal
- 2011 AKADEMIK AÇILIŞ MESAJI
- 2020/2021 AKADEMIK YILI BAHAR DÖNEMI AÇILIŞ MESAJI
- 2020/2021 AKADEMIK YILI GÜZ DÖNEMI AÇILIŞ MESAJI
- 2019/2020 AKADEMIK YILI BAHAR DÖNEMI AÇILIŞ MESAJI
- 2018/2019 AKADEMIK YILI BAHAR DÖNEMI AÇILIŞ MESAJI
- 2018 KURBAN BAYRAMI TEBRIĞI
- 2018 RAMAZAN BAYRAMI TEBRIĞI
- 2017/2018 AKADEMIK YILI BAHAR DÖNEMI AÇILIŞ MESAJI
- 2017/2018 AKADEMIK YILI GÜZ DÖNEMI AÇILIŞ MESAJI
- 2016/2017 AKADEMIK YILI BAHAR DÖNEMI AÇILIŞ MESAJI
- 2016/2017 AKADEMIK YILI GÜZ DÖNEMI AÇILIŞ MESAJI
- DEKANIMIZ SAYIN DOÇ.DR.BILAL SEMIH BOZDEMİR'IN RAMAZAN BAYRAMI MESAJI
- 2015/2016 AKADEMIK YILI BAHAR DÖNEMI AÇILIŞ MESAJI
- 2015/2016 AKADEMIK YILI GÜZ DÖNEMI AÇILIŞ MESAJI
- 2014/2015 AKADEMIK YILI AÇILIŞ MESAJI
- 2014/2015 AKADEMIK YILI AÇILIŞ MESAJI (GÜZ)
- 2013/2014 AKADEMIK YILI AÇILIŞ MESAJI (BAHAR)
- 2012/2013 AKADEMIK AÇILIŞ MESAJI
- 2011/2012 AKADEMIK AÇILIŞ MESAJI
2015/2016 Akademik Yılı Güz Dönemi Açılış Mesajı
Değerli Akademisyen ve Öğrenci Arkadaşlarım,
Enerjiye Temenni Yüklemek İnsanları, her milletten insanın kendi ibadet şekilleri ile yakarışlarındaki birinci husus olan “yaşama sevinci” hayata bağlar. Yaşama sevinci her zaman sevdiğidir, somut ya da soyut olsun onu hayata bağlayan şeydir. Bilim adamlarına enerjinin tarifini sorduğunuzda, sonsuz, başlangıcı ve bitişi olmayan, elle tutulup gözle görülmeyen, var olduğu kesin ama tarifi için yüzbinlerce sayfa yazdırtan, üzerinde çok soyut ve somut örnekler verilecek bir konu olduğunu söylemektedirler. Din adamlarına, hangi din olursa olsun yakarışların merciini sorduğunuzda da aynı cevapları vermektedir var olduğunu kesin bir şekilde size tarif edecek, ama bilim adamlarının enerjiyi tarifindeki kelimelerle hemen hemen aynısını kullanacaktır. Enerjinin, ya da bildiğimiz ve bilmediğimiz tüm enerjilerin toplamının ve hatta daha fazlasının aslında o din adamlarının tarif ettiği merci olduğu veya o merciin enerjilerin merkezini teşkil ettiği gibi birçok araştırma duymaktayız. Ancak, düşünmek, “yaşama sevinci” ve duaların, hangi milletten ya da hangi dinden olursa olsun bir enerjiye hizmet ettikleri ortadadır. Bunu kabul etmesek bile bir an gerçek olup olmadığını bile düşündürmesinin bile bir enerji ortaya çıkardığı da bir gerçek. Ceviz ağacının çevresini fotoğrafladığı, seslerin belirli titreşimler oluşturarak cisimler üzerinde etki yaptığı, dinlenilen melodilerin su moleküllerinin üzerindeki etkisi vb. birçok araştırma mevcuttur. Peki, düşünülenler, makul talepler, “dualar” nasıl bir enerjiyle neleri etkilemektedir? En büyük enerjinin, eğer bir şeyleri, bizi ya da çevremizi etkiliyorsa “yaşama sevinci” olduğu ortadadır. Zira “yarın” kavramımızı, yakınlarımız ile ilgili dileklerimiz, gayretlerimiz ve sorumluluklarımızı da ilk olarak kendi eksenimizdeki “yaşama sevincimiz” ile şekillendirmez miyiz? “Yarınlarımızı”, umutlarımızı ve gayretlerimizi birer enerji olarak düşündüğümüzde ortaya çıkan enerji bileşimi de o kavram değil midir? Peki, bir yeni sömestre açılışında bunlardan neden bahsediyorum, neden “yaşama sevinci” ve enerji kavramları üzerine yoğunlaşıyorum? Bizim yaşama sevincimiz olan ve her gün büyümekte olan Üniversitemiz Türkiye çalışmalarının nasıl bu hale geldiğini ve neler için dua ettiğimizi, neleri beklediğimiz ve hak ettiğimizi tarif etmek için. Sizin “yarınlarınız” adına okumakta olduğunuz Üniversitenizin, Rektörlük, Mütevelli Heyeti, Dekanlık Makamları dâhil birçok diğer birlikte çalıştığımız uluslararası kamu ve özel kurumlarının gecesini gündüzüne kattığını birkaç dakikaya sığdırmak için. Yaşama sevincinin bir sevgili olmak zorunda olması gerektiği üzere, Üniversitemizin sizi sevdiği, bu kutsal kavramı hak etmek için de en az o kadar da sizin sevmeniz gerektiğini anlatmak için. Sizin o kutsal kavrama yüklediklerinizi tahmin etmek yerine görmek için. Einstein dâhil birçok enerji denklemlerindeki madde eşitliğinin sağlanması konusunda enerjiyi, her ne kadar katsayı değişmese de yeteri kadar vermeniz ve kullanmanız gerektiği, maddeye dönüştürmede yine gayretlerinizin gerektiğini anlatmak için. "Psikoterapi, temelde sevgi ile tedavidir" diyor Freud. Sevmek de o kutsal kavramın kökünü teşkil ediyor. Bizim asıl görevimizin, o dilekler mercii enerjilerinin en kestirme yolu olarak size insanları sevdirmek olduğunu, bunun da mesleki ilerleme ile ve dolu dolu mezunlar olarak insana hizmetle mümkün olduğunu biliyoruz. Zira H.D.Thoreou çok güzel özetliyor: “Yalnızca sevgi dolu bir insanın sözcükleri duyulabilir”. Yani enerji yüklenmiş sözcükler duyulabiliyor, kalabiliyor ve neresiyse o, ilgili mercie ulaşabiliyor. Değerli Akademisyen Arkadaşlarım, Mezunlarımız ve Öğrencilerimiz, yeni bir öğretim yılına daha başlıyoruz. Sevgiyle besleyerek bu hale getirdiğimiz Üniversitemizin, sadece Türkiye’deki değil, tüm dünyadaki akademik çalışmaları ve mezunlarının başarıları bugünkü mutluluk sebebimizdir. Bu, gerekli enerjiyi edindiğimiz ve yüklediğimiz anlamına gelmekte görevlerimize, “yarınlarımıza” ve yaşama sevincimize”. Ancak çok hassas bir konu var ki, bu sevgi ya da enerjinin, enerji kanunlarına göre azalmaması ve artması gerekmekte. Bu da daha fazla ilgi, gayret ve çalışmak anlamlarına geliyor. Üniversitemizin, kendi ders kitaplarını okutması düşüncemize nasıl ki üç yıl önce gayret, çalışmak ve hevesle gerekli enerjileri yükledik de şimdi gururla, “kendi kitaplarını okutan üniversite” olmak gurunu yaşıyoruz buna benzer hem de birçok konuda birlikte, istişare ile ve daha çok çalışarak başaracağız. Arkadaşlar, her şeyi global olarak düşünmeliyiz. Düşünce ufuklarımızı sınırlamamalıyız. “Hiç kimse başarı merdivenine elleri cebinde tırmanmamıştır” diyor, Konfüçyüs. Enerjinin en önemli özelliklerinden birisi olan sonsuzluğu ve madde karşılığını – kayıtsız şartsız – vermesi özelliğini kullanmalıyız. Bakın hayal ettiniz, öğrenci oldunuz, hatta mezun oldunuz, çünkü hayalinize doğru ve gerekli enerjiyi yüklediğiniz. Eğer asıl maksat insanlığa hizmetse, bu ise ilgili merci neresiyse oraya gerekli enerjinin iletiminin tek yoluysa, madde karşılığı konusunda, yüzyıllardır tescillenmiş ve bilim adamlarınca da denklemlere dökülmüş olduğu üzere tam bir konsantrasyon, gayret ve hevesle çalışmalıyız. İhtiyacınız olan enerji camiamızda var, sizde de var ki buradasınız öyleyse bu açılış konuşması tüm güzel enerjiler için bir vesile olsun. Nice akademik açılış konuşmalarında en güzel kavramlardan bahsetmek, insanlık adına, ülkemiz adına güzel günler yaşamak, başarıyla büyümenin gururunu artarak yaşamak dualarımızın ilgili mercie yeterli enerjiyle gönderilmiş olması temennilerimle yeni öğretim yılımız tüm Akademik Kadromuza, Yönetim Kadromuza ve Öğrencilerimize en güzel hayırlara vesile olsun.
Sevgi ve saygılarımla.
Doç. Dr. Bilal Semih Bozdemir
Dekan
Enerjiye Temenni Yüklemek İnsanları, her milletten insanın kendi ibadet şekilleri ile yakarışlarındaki birinci husus olan “yaşama sevinci” hayata bağlar. Yaşama sevinci her zaman sevdiğidir, somut ya da soyut olsun onu hayata bağlayan şeydir. Bilim adamlarına enerjinin tarifini sorduğunuzda, sonsuz, başlangıcı ve bitişi olmayan, elle tutulup gözle görülmeyen, var olduğu kesin ama tarifi için yüzbinlerce sayfa yazdırtan, üzerinde çok soyut ve somut örnekler verilecek bir konu olduğunu söylemektedirler. Din adamlarına, hangi din olursa olsun yakarışların merciini sorduğunuzda da aynı cevapları vermektedir var olduğunu kesin bir şekilde size tarif edecek, ama bilim adamlarının enerjiyi tarifindeki kelimelerle hemen hemen aynısını kullanacaktır. Enerjinin, ya da bildiğimiz ve bilmediğimiz tüm enerjilerin toplamının ve hatta daha fazlasının aslında o din adamlarının tarif ettiği merci olduğu veya o merciin enerjilerin merkezini teşkil ettiği gibi birçok araştırma duymaktayız. Ancak, düşünmek, “yaşama sevinci” ve duaların, hangi milletten ya da hangi dinden olursa olsun bir enerjiye hizmet ettikleri ortadadır. Bunu kabul etmesek bile bir an gerçek olup olmadığını bile düşündürmesinin bile bir enerji ortaya çıkardığı da bir gerçek. Ceviz ağacının çevresini fotoğrafladığı, seslerin belirli titreşimler oluşturarak cisimler üzerinde etki yaptığı, dinlenilen melodilerin su moleküllerinin üzerindeki etkisi vb. birçok araştırma mevcuttur. Peki, düşünülenler, makul talepler, “dualar” nasıl bir enerjiyle neleri etkilemektedir? En büyük enerjinin, eğer bir şeyleri, bizi ya da çevremizi etkiliyorsa “yaşama sevinci” olduğu ortadadır. Zira “yarın” kavramımızı, yakınlarımız ile ilgili dileklerimiz, gayretlerimiz ve sorumluluklarımızı da ilk olarak kendi eksenimizdeki “yaşama sevincimiz” ile şekillendirmez miyiz? “Yarınlarımızı”, umutlarımızı ve gayretlerimizi birer enerji olarak düşündüğümüzde ortaya çıkan enerji bileşimi de o kavram değil midir? Peki, bir yeni sömestre açılışında bunlardan neden bahsediyorum, neden “yaşama sevinci” ve enerji kavramları üzerine yoğunlaşıyorum? Bizim yaşama sevincimiz olan ve her gün büyümekte olan Üniversitemiz Türkiye çalışmalarının nasıl bu hale geldiğini ve neler için dua ettiğimizi, neleri beklediğimiz ve hak ettiğimizi tarif etmek için. Sizin “yarınlarınız” adına okumakta olduğunuz Üniversitenizin, Rektörlük, Mütevelli Heyeti, Dekanlık Makamları dâhil birçok diğer birlikte çalıştığımız uluslararası kamu ve özel kurumlarının gecesini gündüzüne kattığını birkaç dakikaya sığdırmak için. Yaşama sevincinin bir sevgili olmak zorunda olması gerektiği üzere, Üniversitemizin sizi sevdiği, bu kutsal kavramı hak etmek için de en az o kadar da sizin sevmeniz gerektiğini anlatmak için. Sizin o kutsal kavrama yüklediklerinizi tahmin etmek yerine görmek için. Einstein dâhil birçok enerji denklemlerindeki madde eşitliğinin sağlanması konusunda enerjiyi, her ne kadar katsayı değişmese de yeteri kadar vermeniz ve kullanmanız gerektiği, maddeye dönüştürmede yine gayretlerinizin gerektiğini anlatmak için. "Psikoterapi, temelde sevgi ile tedavidir" diyor Freud. Sevmek de o kutsal kavramın kökünü teşkil ediyor. Bizim asıl görevimizin, o dilekler mercii enerjilerinin en kestirme yolu olarak size insanları sevdirmek olduğunu, bunun da mesleki ilerleme ile ve dolu dolu mezunlar olarak insana hizmetle mümkün olduğunu biliyoruz. Zira H.D.Thoreou çok güzel özetliyor: “Yalnızca sevgi dolu bir insanın sözcükleri duyulabilir”. Yani enerji yüklenmiş sözcükler duyulabiliyor, kalabiliyor ve neresiyse o, ilgili mercie ulaşabiliyor. Değerli Akademisyen Arkadaşlarım, Mezunlarımız ve Öğrencilerimiz, yeni bir öğretim yılına daha başlıyoruz. Sevgiyle besleyerek bu hale getirdiğimiz Üniversitemizin, sadece Türkiye’deki değil, tüm dünyadaki akademik çalışmaları ve mezunlarının başarıları bugünkü mutluluk sebebimizdir. Bu, gerekli enerjiyi edindiğimiz ve yüklediğimiz anlamına gelmekte görevlerimize, “yarınlarımıza” ve yaşama sevincimize”. Ancak çok hassas bir konu var ki, bu sevgi ya da enerjinin, enerji kanunlarına göre azalmaması ve artması gerekmekte. Bu da daha fazla ilgi, gayret ve çalışmak anlamlarına geliyor. Üniversitemizin, kendi ders kitaplarını okutması düşüncemize nasıl ki üç yıl önce gayret, çalışmak ve hevesle gerekli enerjileri yükledik de şimdi gururla, “kendi kitaplarını okutan üniversite” olmak gurunu yaşıyoruz buna benzer hem de birçok konuda birlikte, istişare ile ve daha çok çalışarak başaracağız. Arkadaşlar, her şeyi global olarak düşünmeliyiz. Düşünce ufuklarımızı sınırlamamalıyız. “Hiç kimse başarı merdivenine elleri cebinde tırmanmamıştır” diyor, Konfüçyüs. Enerjinin en önemli özelliklerinden birisi olan sonsuzluğu ve madde karşılığını – kayıtsız şartsız – vermesi özelliğini kullanmalıyız. Bakın hayal ettiniz, öğrenci oldunuz, hatta mezun oldunuz, çünkü hayalinize doğru ve gerekli enerjiyi yüklediğiniz. Eğer asıl maksat insanlığa hizmetse, bu ise ilgili merci neresiyse oraya gerekli enerjinin iletiminin tek yoluysa, madde karşılığı konusunda, yüzyıllardır tescillenmiş ve bilim adamlarınca da denklemlere dökülmüş olduğu üzere tam bir konsantrasyon, gayret ve hevesle çalışmalıyız. İhtiyacınız olan enerji camiamızda var, sizde de var ki buradasınız öyleyse bu açılış konuşması tüm güzel enerjiler için bir vesile olsun. Nice akademik açılış konuşmalarında en güzel kavramlardan bahsetmek, insanlık adına, ülkemiz adına güzel günler yaşamak, başarıyla büyümenin gururunu artarak yaşamak dualarımızın ilgili mercie yeterli enerjiyle gönderilmiş olması temennilerimle yeni öğretim yılımız tüm Akademik Kadromuza, Yönetim Kadromuza ve Öğrencilerimize en güzel hayırlara vesile olsun.
Sevgi ve saygılarımla.
Doç. Dr. Bilal Semih Bozdemir
Dekan