Değerli Akademisyen Arkadaşlarımız ve Öğrencilerimiz,
Yeni bir dönemin açılışı vesilesiyle bu yeni sömestr açılış konuşmasını kaleme almaktayım. Her yeni günün sabahının, her yıldönümünün umudunun, her özel günün heyecanının bize getirecekleri beklentimiz değil midir o günü bize bekleten, sevdiren, bir sonrakine kadarki süreyi bile özel kılan? Bu dönemki temenniler de, bir sonraki döneme kadar olan süre için, daha sonrakilere ışık olsun diye harflere dökülsün ve canlansın cümlelerde.
Cümleleri canlandırmaktır aslında, tüm hayatı anlamak ve ona gerekli anlamı yüklemek, yükletmek. Bin iki yüze gelmiş olan öğrenci ve mezun sayımız, zamanından beri doğru cümleler kurduğumuzun ve doğru enerji yüklediğimizin göstergesi değil midir o cümlelere? Güzel buraya kadar evet, ama önemli bir nokta var. Öğretmen erir ama aydınlatır bir mum misali ise de, büyüyen akademik camiamızdaki cümleler ve enerjilerine yenileri eklenmedikçe ve yeni enerjiler desteklemedikçe cümlelerimizi, ya az ışıtmak zorunda kalacağız paragrafları, ya destek ışıklara ihtiyacımız olacak, dibinin aydınlanmaması problemini de çözmüş olacağız, en son satırlarının parafların. Yani ışığa ihtiyaç var arkadaşlar. Büyüyeceksek böyle…
Bugün, Türkiye’deki vakıf üniversitelerinden bile çok tanınan, akademik övgülere konu Türkiye gibi bir ülkede, hala “işsiz mezunu olmayan” bir üniversite olarak arkadaşlar, daha fazla ışığa ve ışıtma gücü olacak daha fazla enerjiye ihtiyacımız var. O ışık sizsiniz arkadaşlar. O enerji de gayretleriniz. “Eğer bütün insanlığı uyandırmak istiyorsanız, bütünüyle kendinizi uyandırın. Dünyadaki acıları bitirmek istiyorsanız, içinizdeki karanlığı ve negatif enerjiyi yok edin. Aslında, dünyaya verebileceğiniz en büyük hediye, kendi değişiminizdir.” diyor Lao Tzu. Yakaladığınız güzel enerjilerin göstergesi, öğrenci ya da adayı olsanız da olmasanız da bu satırları okuyor olmanızdır. İçinizdeki enerji size bunları okutuyor ki bu sayfadasınız, içinizdeki ışık olmaya hazır elektrik size bunları okutuyor ki öğrencimizsiniz, içinizdeki ışık olmuşluğunuzdaki huzur size bunları okutuyor ki bir üst akademik düzeye geçmişsiniz ya da mezun olmuşsunuz. Öyleyse ışığınızı ve enerjinizi doğru yerlerde kullanmanız vaktidir. O doğru yer, diğerlerinin paraflarının diplerini de aydınlatacaktır, sizinkini diğer ışıklar aydınlatırken.
“Bir mum, diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez” diyor Şeyh Sadi. Akademik Camiamızın da buna gerçekten ihtiyacı var ve hak ediyor. “Mum yakmayanlar, ışığı söndürenler kadar suçludur” diyen P. Syrus haklıdır dedik, yaktık bu mumu ve mumları, enerjimiz olan sizlere enerjimizi vermek için. “Mumun kalınlığı o kadar önem taşımaz benim için. Değerini yalnız aleviyle ölçerim” diyen S. Exupery gibi düşünerek, yaydığımız ışığın gururuyla, henüz bin iki yüz öğrenci ve mezunumuz olmasının gururu ve azmi ile o ışıkta yazıyorum bu cümleleri, o enerjiden yine o enerjiye köprü olsun diye.
Her yıl bir değil bin mum eklemek amacımız, Türk akademisyen camiasına biz hazırız, size düşen, artırmak bu eğitim saçan akademik ışıkları. Onlarca dilden, dinden ve kültürden insana Türk’ün takip eden değil, edilen millet olduğunu nasıl ispat etti isek Türkiye Kampüsleri olarak çalışmalarımız, yayınlarımız ve gayretlerimiz ile sizin enerjinizle, hak ettiğiniz yere ulaşmada enerjinizle aydınlatma taleplerinizi ısrarla ve bir sonraki sömestre kadar daha enerji dolu ve somut cümleler için umutla bekliyoruz. Cümleyi oluşturan bir harf bile olmanın onurunu yaşatmak için, paragrafların dipleri apaydınlıkken.
Bu yeni Akademik Dönemin, tüm Üniversitemiz Mütevelli Heyetine, Sayın Rektörüme, Değerli Akademisyen Arkadaşlarıma, Türk ve Yabancı tüm öğrencilerimize ve mezunlarımıza yeni ışıklar için enerjiler ve yeni enerjiler için sağlık, huzur ve mutluluklar getirmesini temenni ederim.
Sevgi ve saygılarımla.
Doç. Dr. Bilal Semih BOZDEMİR
Dekan
